Elektrikli Araç Şarj İstasyonları

Elektrikli Araç Şarj İstasyonları

Kasım 2024 itibarı ile hizmet veren şarj noktalarının artışı devam ediyor

Hayat sürekli siyahla beyaz, iyiyle kötü, yeniyle eski, doğruyla yanlış, ucuzla pahalı, riskli ve garantili arasında bir seçimin adı. Öyle olmasa, hayata herkes aynı yerden aynı gözlüklerle baksa hiçbir güzellik hiçbir gelişme, yenilenme ve yaşam döngüsü çıkmıyor. Her güzellik bir kusur, her doğru bir yanlış, her ucuzluk bir noksanlık, her yenilik bir zayıflık ve her garanti de yine bir risk içeriyor.

Yenilenen her teknoloji de bunlardan bir parçayı barındırıyor. Elektrikli araçlara geçiş de bunun tipik bir örneği, elektrikli araçlar da yeninin ve riskin nasıl yönetilmesi gerektiğini bize gösteriyor. Eğer şarj süreleri çok daha kısa olsa, pilin ömrü dolunca yenisinin maliyeti ne olacak kesin bilinse, menziller çok uzun olsa, adım başı şarj imkânı olsa, maliyet de eskisi ile aynı olsa tek bir içten yanmalı aracın satılması bile mümkün olmazdı. Ancak bu durumda da ortaya çıkacak olan teknolojik alt üst oluş tüm dünyada çok daha büyük sorunlar doğrururdu, iflas eden şirketler, işsizlik, büyüyen araba mezarlıkları, elektrik hatlarında sorunlar.

Bu açıdan bakıldığında günümüz şartlarında yaşadığımız tarihi geçişin bu açıdan oldukça sağlıklı olduğu görülüyor. Eski devam ediyor, yeni gelişiyor, arada hibrit araçlar var, yeni pazarlar çıkıyor, altyapı da hızla buna ayak uyduruyor.

Altyapı dediğimizde otomotiv yedek parça, batarya teknolojisi, çevre yönetimi ve yasal mevzuat gibi birçok faktörün yanında kastedilen en önemli başlık şarj istasyonları. Elektrikli araç şarj istasyonlarının dünyadaki gelişimine baktığımızda gelişmiş ülkelerden başlayarak bu konudaki eksikliklerin hızla giderildiğini görüyoruz. GEVA (Küresel Elektrikli Araç Sürücüleri Birliği)’nın yaptığı araştırmadaki memnuniyet oranları da bunu doğruluyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki altyapı insanları elektrikli ve hibrit araç almaya teşvik ederken, altyapısı henüz yeni olan Güney Amerika’daki memnuniyet oranlarında şarj istasyonları ile ilgili endişelerin bu memnuniyet oranlarını bir nebze aşağıya çektiği görülüyor.

Elektrikli araç şarjı başlığı altında 2 tür temel şarj işlemi var.

Bunlardan ilki AC (Alternatif Akım) olarak bildiğimiz yani prize takılarak yapılan ve uzun süren bir işlem zira buradaki şarj kapasitesi düşük, en çok 3.7 kW’ya kadar imkân var.  Evde AC ile çalışan şarj istasyonu kullanılacaksa yapılan şarjı 22 KW’ya çıkarmak (aracın şarj kapasitesine göre daha düşük de olabiliyor) ancak binada özel tesisat döşenerek mümkün. Elektrikli araçlarda, "yerleşik şarj cihazı" adı verilen bir AC/DC dönüştürücü bulunuyor. AC şarj cihazı bunun yardımıyla bu süreci aracın içinde başlatıyor ve güç dönüştürüldükten sonra aracın aküsü şarj ediliyor.

Altyapı denince daha çok akla gelen ise, şarj ağı işletmecilerine bağlı şarj ağı istasyonlarında (benzin istasyonları, otoyol dinlenme tesislerin, otomotiv bayileri, AVM’ler ve daha birçok noktada) bulunan DC (Doğru Akım) ile çalışan ve hızlı şarj sağlayan cihazlar. Bu cihazlar 50 ila 400 kW arasında kapasiteye sahip. AC şarj cihazlarından farklı olarak, bir DC şarj cihazında dönüştürücü, cihazın içinde bulunuyor ve araçtaki yerleşik dönüştürücüye ihtiyaç duymadığı için daha kısa sürede şarj ediyor. Hızlı şarj ayrıca mevcut araçların da şarj kapasitesine bağlı. Eğer şebeke yeterliyse bu süre şu an yeni model araçlarda 25 dakikalara kadar inmiş durumda.

Türkiye’de konunun altyapısını oluşturmak için gerekli mevzuat uzun süre önce tamamlandı.  02.04.2022 tarihinde EPDK (Enerji Piyasası düzenleme Kurumu) tarafından yayınlanarak yürürlüğe giren Şarj Hizmetleri Yönetmeliği oldukça detaylı bir şekilde gerekli şartları tarif etmiş bulunuyor. Şarj ağı işletmecisi, ona bağlı şarj istasyonu sahibi, sertifika, lisans, bilgi güvenliği, fiyatlama, denetleme ve daha birçok unsuru ve şartları açıkça tarif eden yönetmelik yatırımcı açısından kuralların belirlenmiş olduğu bir ortam yaratmış bulunuyor. Yönetmelik, ayrıca EPDK’ya “mevcut tüm şarj istasyonlarının gerçek zamanlı olarak görüntülenebilmesi için oluşturulan, şarj istasyonlarının verilerini canlı olarak sağlayan ve veri değişimi ile diğer işlemlerin standart protokoller ve arayüz ile sağlandığı bir “Serbest Erişim Platformu” kurma yetkisi de vererek düzenleyici olarak kurumun konumunu da net olarak tanımlamış. Şarj istasyonu yatırımı yapan şirketler de bu çerçeve içinde gelişmiş yazılım, güç aktarma ve ödeme sistemlerini devreye sokarak kullanıcıların memnuniyetlerini artırmaya çalışıyorlar.

Avrupa Birliği ülkelerinde toplam elektrikli araç pazarı yıllık 4 milyona yaklaşırken, şarj istasyonu (şarj noktası) sayısı da 800 bini aşmış görünüyor. Bu sayının 2030’da 3,5 milyonu geçmesi beklenirken, ev ve işyeri şarj istasyonları (çoğu AC) Avrupa’da ağırlığı oluşturduğu için kamuya açık noktalarda büyük bekleme süreleri oluşmuyor.

Ülkemizdeki durumu incelediğimizde, daha düşük rakamlar olmasına rağmen büyümenin Avrupa’dan yüksek olduğu görülüyor. EBS Danışmanlık 2024 Kasım verilerine göre son 11 ayda 81.000 civarında elektrikli araç satıldı, 2023 sonu elektrikli araç parkının 80.000 olduğu hesaba katılırsa bu yıl sonu itibarı ile toplam park tahminen 180.000 civarına gelmiş olacak. Geometrik bir şekilde artan araç parkına paralel olarak her ay %3 ila %5 arasında şarj istasyonu artışı var. Bu yıl satılan araçların önceki yılların toplamına denk gelmesi de şarj istasyonu yatırımlarını artırabilecek bir unsur olarak görülüyor.

 

Altyapının gelişimi ne kadar hızlı olsa da otomotiv sektöründe elektrikliye geçişin de giderek ivmelenmesi, diğer yandan bu konuda verilen teşvikler, teknolojinin de bu altyapıya daha fazla yatırım yapmasını zorunlu kılıyor. Tatil zamanlarında, özellikle şehirlerarasındaki belli yoğunluklarda bekleme sürelerinin artması durumunda şebeke yükünün de buna uygun bir şekilde artırılması gerekiyor. Öte yandan ev ve işyeri şarj cihazlarının (ağırlık AC) oransal olarak DC’den daha çok artması da Avrupa’daki gibi bir dağılımı sağlayarak şarj istasyonlarında bekleme süreleri oluşmasını önleyebilir. 

Daha hızlı şarj istasyonları ile ilgili çalışmalar devam ederken, uzun süredir kullanılan kablosuz şarj cihazı teknolojisinin bu sektöre uyarlanması için de çabalar sürüyor. Güneş tarlaları ile beslenecek olan şarj istasyonları da güneş enerjisi teknolojisine yapılan yatırımlar sayesinde yakın bir gelecekte mümkün gibi görünüyor.

Advertisement Advertisement